İmamoğlu o yazısını yeniden paylaştı

“`html

Ekrem İmamoğlu’ndan Yeniden Dikkat Çeken Açıklamalar

Tutuklu olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, T24’te 23 Temmuz’da yayımlanan yazısını resmi sosyal medya hesaplarından paylaştı.

İmamoğlu, paylaşımında “İktidara bağımlı olmaktansa, özerk ve hesap verebilir bir yapıya dönüşmesi gereken denetleyici ve düzenleyici kurumları, siyasetin etkisinden kurtaracağız.” ifadelerini kullandı.

Yazısında şu ifadelere yer verdi: “Alacağı her karar için Cumhurbaşkanı’nın iki dudağının arasından çıkacak bir çift söze bağımlı olan milletvekilleriyle doldurulmuş bir yasama; parti liderlerini, seçilmiş yetkilileri ve gazetecileri cezaevine koyarak yönetmeye çalışan bir yargı; ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ diyen Cumhurbaşkanının direktifleriyle faiz oranlarını indiren, önce enflasyonu ardından da faiz oranlarını yükselten bir yönetim…”

“Kuvvetler ayrılığı, denge ve denetim, yargının bağımsızlığı, demokrasi, adalet ve liyakat başta olmak üzere temel değerlere veda eden bir ülkenin durumudur söz konusu.”

Ülkemizin mevcut şartları ne yazık ki bunlardır.

Peki, Türkiye her zaman böyle miydi?

Hayır, değildi.

Yasalarımızda, yargı sistemimizde ve hükümet birimlerimizde her zaman sorunlar mevcuttu; ancak günümüz tablo çok daha farklı bir boyutta. Demokrasimizin geriye gittiği, güçler arası ilişkilerin bu denli bozulduğu ve yürütmenin yasama ile yargıya bu denli hakim olduğu bir dönem yaşamamıştık.

Peki, bu sorunların nedeni neydi?

Cevabı herkes biliyor; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak bilinen otoriter tek adam yönetimidir. 2016’daki darbe girişiminin yarattığı siyasi atmosfer ve OHAL döneminde medya ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda gerçekleştirilen anayasa değişikliği, Türkiye’nin 150 yıllık parlamenter sistemini sona erdirdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gücü zayıflatıldı. Meclisin yasa yapma, bütçe belirleme ve hükümeti denetleme rolleri etkisiz hale getirildi. Gensoru ve sözlü soru hakları ortadan kaldırıldı; Meclis soruşturmaları ise zorlayıcı çoğunluklara bağlandı. Böylece denetim mekanizmaları ya yok oldu ya da yeterince işlev göremez duruma geldi.

Devletin tarafsız başı olan Cumhurbaşkanı artık bir siyasi partinin lideridir. Yürütmenin başı olarak, seçimlerde partisinin milletvekilliği listelerini belirlemesi, yasama üzerindeki kontrolsüz gücünü pekiştirdi.

Bütün bu yapısal sorunlarla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Meclis’in etkinliğini önemli ölçüde zayıflattı.

Yargının yapı taşı olan Hakimler ve Savcılar Kurulu, yürütmenin etkisi altına alındı ve yargı bağımsızlığı büyük ölçüde zedelendi.

Devletin tüm yetkileri, A’dan Z’ye bir kişinin takdirine bağlı hale geldi. Atamalar, kişilerin görev süreleri kanunla korurken, tüm kurumlarla ilgili liyakat ve deneyim gibi kriterler fiilen ortadan kaldırıldı.

Yasama ve yargının yürütme üzerindeki denetim gücü zayıflatıldı ve yürütme, yasama ve yargıyı kontrol etmeye başladı. Yürütmenin tamamen Cumhurbaşkanına devredildiği bir “süper başkanlık” modeli getirildi. Kuvvetler ayrılığı ilkesi fiilen yok oldu ve tek bir merkezden yönetim modeline geçildi.

Adalet, refah ve liyakat gibi temel değerlere ulaşabilmek için bu tek adam rejiminden kurtulmalıyız. Demokrasiye, kuvvetler ayrılığına ve hukukun üstünlüğüne geri dönmek zorundayız. Yargıyı bağımsız hale getirmeden, Meclis’i yeniden politikanın merkezine konumlandırmadan ve yürütmeyi ehliyetli kişilere bırakmadan adalet ve refah sağlayamayız.

Tüm bunları gerçekleştirmek üzere Türkiye’nin geleceğine dair umut verici bir tablo çizebiliriz. Önümüzdeki seçimlerden sonra bunları teker teker hayata geçireceğiz.

Kuvvetler Ayrılığını Yeniden Sağlayacağız

Ülkemizin kaynaklarını tüketip insanlarımızı yoksulluğa mahkûm eden, her kararı tek bir kişinin iradesine tabi kılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kesinlikle değiştireceğiz.

TBMM’yi halkın seçtiği tek organ olarak siyasetin merkezine yerleştirip, yargıyı yürütmenin etkisinden kurtaracak adımlar atacağız. Anayasayı değiştirmek için büyük bir uzlaşma sağlayarak parlamenter sisteme döneceğiz.

Parlamenter sisteme geçiş sürecinde de boş durmayan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni demokratikleştirmek için reformlar gerçekleştireceğiz. Cumhurbaşkanlığı yetkilerini sınırlayacak, Meclis’te gerekli düzenlemeleri yapacağız.

Öncelikle Cumhurbaşkanlığına bağlı olan kurumları lağvederek, görev ve yetkileri ilgili bakanlıklara devredeceğiz. Halk tarafından seçilmiş bakanların yetkileri ve sorumlulukları artacak.

Sonrasında yürütmenin vesayeti altına girmiş Meclis’in güç ve saygınlığını yeniden kazandıracak, geri alınan denetim mekanizmalarını işlevsel hale getireceğiz. TBMM’nin bütçe hakkını güçlendireceğiz.

Torba yasa uygulamaları sona erecek, temel yasalar uygun hale getirilecektir. Yasama süreçlerinde sivil toplum ve akademik destek daha fazla önem kazanacak. TBMM komisyonlarının uzman kesimi artırıcı çalışmalar yapılacak, milletvekillerinin yasama faaliyetleri etkinleşecektir.

Yeni bir Meclis iç tüzüğü oluşturacak, müzakerelerin ve muhalefetin Meclis gündemini belirleme hakkını güvence altına alacağız.

Yargıyı Yürütmenin Etkisi Altından Kurtaracağız

Önemli bir yargı reformu gerçekleştireceğiz. Yargıyı tarafsız ve bağımsız hale getirecek, hukukun üstünlüğünü ve adaleti herkes için erişilebilir kılacağız. Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının bağlayıcılığını kabul edeceğiz.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısını, yargı bağımsızlığını güvence altına alacak şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Hâkim ve savcı atamalarında coğrafi teminat ilkesini uygulayacağız.

Hukukun Üstünlüğüne Dönüş

Vatandaşların düşüncelerini serbestçe ifade edebildiği ve kimsenin inancı ya da kimliği yüzünden dışlanmadığı bir siyasi atmosfer oluşturacağız. İfade özgürlüğünü kısıtlayan mevzuatları elden geçireceğiz.

Kolluğun orantısız güç kullanmasına son vererek, toplantı ve gösteri yürüyüşü haklarının evrensel ölçülerde kullanılmasını sağlayacağız.

Sendikal hakları güçlendirecek, çalışanların örgütlenme ve toplu pazarlık yapma haklarını etkin bir şekilde koruyacağız.

Seçimleri Adil ve Şeffaf Kılacağız

Siyasi rekabetin eşit şartlarda yürütülmesini sağlamak amacıyla Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklikler yapacak, seçim güvenliğini sağlayacak önlemler alacağız. İktidarın seçim dönemlerindeki avantaj sağlama uygulamalarına son vereceğiz.

Siyasi partilerin mali kaynaklara erişiminde adalet sağlayacak, şeffaflık ve hesap verebilirliğe dayanan bir yapı kuracağız. Siyasi ahlak yasasını çıkararak, temiz bir siyaseti teşvik edeceğiz.

Siyaset finansmanının şeffaflaşmasını sağlamak adına bağış ve harcama süreçlerini kamuya açık hale getireceğiz.

Şiddeti desteklemeyen tüm siyasi görüşleri yasal kabul edecek, belirsiz suçlamalarla parti kapatmalarına son vereceğiz. Yerel yönetimlerin bağımsızlığını koruyarak, vatandaş iradesinin gasp edilmesine müsaade etmeyeceğiz.

İşleri Ehline Emanet Edeceğiz

Kamu görevlisi atamalarında nesnel kriterleri güvence altına alacağız. Üst kademe kamu personeli istihdamında yapılacak mülakatlar kayda alınacak ve sonuçlara itiraz hakkı getirilecektir.

Alt kademe kamu çalışanları alımlarında mülakat kaldırılacak, güvenilir komisyonlar tarafından yazılı sınavlar gerçekleştirilecektir.

Medyayı Özgürleştireceğiz

Medya özgürlüğünü güvence altına alacak, medya mensuplarına yönelik baskıyı sona erdireceğiz. Medya sahipliğinde şeffaflığı sağlayacak ve medya gücünün kötüye kullanılmasını önleyeceğiz.

Kamusal tartışma ve bilgi edinme haklarını güçlendireceğiz. Reklam gelirleriyle ilgili dağıtımda şeffaflık sağlayan bağımsız bir denetim platformu oluşturacağız.

Dijital ve geleneksel medya alanında yeni düzenlemeler yapacak, dijital platformların adil rekabet koşullarını oluşturacak şeffaflık standartını benimseyeceğiz.

Güçlü, şeffaf ve hesap verebilir bir devlet için düzenleyici ve denetleyici kurumların özerkliğini sağlayacağız. Bu kurumlar, adil rekabet ortamını sağlayarak ekonomiye güven artıracaklar.

İktidara bağımsız olmaları gerekirken, fiilen Cumhurbaşkanlığına bağlanıp siyasi amaçlarla operasyon yapan denetleyici kurumları özerk ve profesyonel yapılar haline getireceğiz.

RTÜK, Merkez Bankası, BDDK ve diğer tüm düzenleyici kurumları bağımsızlık ile güçlendirerek kamu yararına hizmet etmelerini sağlayacağız. Tüm atamaları denetlenebilir hale getirirken, atanacak yöneticilerde sektör bilgisi arayacağız.

Yerel Yönetimleri Güçlendireceğiz

Yerel yönetimlerin yetkilerini güçlendirerek, demokratik çoğulculuğu esas alacağız. Yerel yönetimler sadece hizmet birimi olmaktan çıkarak, demokrasinin temeli haline gelecektir.

Yetkilerin devredilmesinde adalet sağlayarak, yerel yönetimlerin mali özerkliğini koruyacağız. Katılımcı demokrasiyi yaygınlaştırmak adına mahalle meclisleri ve yerel referandumları etkinleştireceğiz.

Refah, adalet ve demokrasi, birbiriyle bağlı kavramlardır. Adalet ve demokrasi olmadan refahın sağlanması mümkün değildir.

Bir devlet, adalete dayanıyorsa halkın gözünde meşruiyet kazanır. Adalet, toplumsal huzuru tesis eder ve ülke refaha ulaşır. Adalet sağlandığında vatandaşlar motive olur, üretir ve uzun vadeli yatırımlar yapma fırsatı bulur. Adaletle, Türkiye dünya için cazibe merkezi haline gelecektir.

Adalet ve hukuk olmayan bir ülkede bereket de olmayacaktır.

Bu reformları hayata geçirdikçe, ülkemiz hızla düzelecek ve 86 milyon insanımız zenginliği, güçlü bir geleceği ve bereketi tartışacaktır.

21. yüzyılda mesele, doğal kaynak değil, insan kaynağıdır.

Biz insan kaynağımıza ve irademize güveniyoruz. Çalışacağız, üreteceğiz ve adil paylaşacağız. Barış ve huzur içerisinde refah, adalet ve bereketi yaşamayı hedefliyoruz.

Çok az kaldı.”

“`

Related Posts

Eski Bakan’dan Erdoğan gafı

Eski Bakan Veysel Eroğlu, başsavcı atamasını Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlayınca yargı yetkisi tartışma konusu oldu. Oysa başsavcıları atama yetkisi HSK’da.

İETT Genel Müdürü İrfan Demet ifadesi ortaya çıktı

Aziz İhsan Aktaş suç örgütüne yönelik operasyonlar kapsamında gözaltına alınan İETT Genel Müdürü İrfan Demet, emniyet ifadesinde “Kimseden herhangi bir menfaat temin etmediğim ortaya çıkacak.” dedi.

Farklı Kültürler, Ortak Hikayeler: MatchPub

  Bu makalede, farklı kültürlerin nasıl birleştiği ve MatchPub – Hızlı Buluş‘un bu süreçteki rolü üzerine odaklanacağız. Kültürel etkileşimlerin zenginliğini keşfedeceğiz. Kültürel etkileşimler, aslında bir yemek tarifi…

Fenerbahçe’ye Real Madrid’den yıldız transfer: Arda Güler’in en yakını

Fenerbahçe’nin Real Madrid forması giyen Brahim Diaz’ın peşinde olduğu iddia edildi. Fenerbahçeli taraftarlar yıldız oyuncunun sosyal medya hesabını adeta ablukaya aldı.

Eşiyle sahilde yürürken bıçaklanarak öldürüldü

Kocaeli’de sahilde yürürken daha önce kavga ettiği bir şahıs tarafından bıçaklanan kişi hayatını kaybetti.

“Tek erkeksin, giremezsin!” dedi, binlerce lira ceza ödedi

TİHEK, tek erkek müşteriyi almayan kafe işletmecisine cinsiyet temelinde ayrımcılık yaptığı gerekçesiyle para cezası verdi.